3,562 Görüntüleme

Her olasılığı değerlendirip planlar yaparız. Bilgimiz, görgümüz yettiğince bir program yapar ve uygulamaya geçeriz.

Ve sonra hesapladığımız o ‘her’ şeyin dışında ‘bir ‘ şey olur ve planlarımız aksar, programımızı uygulayamayız.

Yaşamda yol aldıkça bu tip olaylarla karşılaşıp her seferinde de yeni çözümler üretebilirsek, ürettiğimiz bu çözümlerle, baştan beri hedeflediğimiz, saptadığımız amacımıza giden başka bir yol bulabilir, yaratabilirsek, işte o zaman başarılı bir ‘savaşçı’ oluruz.

Aikido için hep ‘savaş sanatı’ deriz ya, işte o ‘savaş’ bu ‘savaştır’.

Bugün bütün dünyada Aikido okulları öğrenci bulamamaktan yakınıyor. Aikido’nun popülaritesinin azaldıgını söylüyorlar.

Ben bu düşünceye katılmıyorum.

Eğer siz ve öğrencileriniz Aikido’yu Steven Seagull’ın filmlerde yaptığı şey zanneder, onu öğrenmeye ve öğretmeye çalışırsanız , Steven Seagull’ın filmleri ile gelir, ve yine onun filmleri ile gidersiniz. Çünkü ‘popüler’ olan Steven Seagull’ın Aikidosudur. Ve bir saman alevi gibi gelip geçeceği muhakkaktır.

Uzun yıllardır Aikido Sanatı sokakta işe yarar mı yaramaz mı diye değerlendirildi. Bu tartışmada bir dönem ‘hakiki ‘ Aikido yaptığını söyleyen iwama gurubu çokça iddialarda bulundu.

Türkçe’de bir deyim var çok sevdiğim. Muhtemelen diğer dünya dillerinde de benzeri vardır :

"Mastarı eğri olan ustanın yaptığı duvar doğru olamaz"

Aikido’yu sokakta uygulanabilirliği ile değerlendirirseniz yanlış bir noktadan yaklaşmış olursunuz ve bu da sizi yanlış ve başarısız bir sonuca götürür.

Kurucusu ve baş antrenörü olduğum United Aikido Organisation ( UAO ) ‘a bağlı okullarımızda çok sayıda çocuk, kadın ve yaşlı sayılabilecek üyemiz vardır. Ve bunların hiç biri de Aikido’yu öğrenip sokakta adam dövmeyi düşünmezler.

60 yaşında, 70 yaşında birisi sizce Aikidoyu sokakta kavga edebilmek için mi çalışıyordur ?

Lütfen Aikido okullarınızı kontro edin. Eğer orta yaş ve üzeri üyeniz yoksa o okul bir süre sonra kapanmaya mahkümdür.

Benim kendimce tanımadığım okul ve hocaları degerlendirmede bazı kıstaslarım var.

Malum günümüzde sosyal medyadan şahsen hiç tanımadığımız kişileri de bulabiliyor ve seyredebiliyoruz.

Tanımadığım bir hocanın aikidosunu değerlendirmek için videolarına ve resimlerine bakarım. Eğer yaptığı teknikler çok karışık, çok basamaklı, oradan oraya geçiyorsa, bir tekniği bitirmeden başka bir tekniğe çokça geçiyorsa içimden bir eksi puan veriyorum.

Eğer tekniğin bir noktasında durup mola veriyor, sonra tekniğin ikinci aşamasında ukesini sertçe fırlatıyorsa göze hoş görünse bile ben yine bir eksi puan veriyorum.

Eğer hoca beyazın dışında başka renkte mavi ya da siyah gibi bir dogi giyiyorsa içimden ; ‘ teknikle yaratamadığı farklılığı, etkiyi dış görünüşü ile yaratmaya çalışıyor’ diyerek bir eksi daha veriyorum.

Derslerde çok konuşup bol bol O Sensei’den veya Samurai’lara dair hikayeler anlatıyorsa yine benden bir eksi alıyor.

Bir kişinin ders verebilmesi için zorlu bir fiziksel eğitim sürecinden geçmesi gerektiğini düşünüyorum.

Aikido hayatının henüz başında, 1. Dan ‘da olup, hocasına sırtını dönüp dojo açan birisinin verebileceği bir şey yoktur. Sadece o bölgede, yakınında yaşayan insanların zamanını, umutlarını ve parasını sömürür. O da bir süre için olur. Sonrasında ‘Aikidonun popülaritesi azaldı, yeni öğrenci bulamıyoruz ‘ diye sızlanmaya başlar.

Birisi öğrenci sayısının azlığından bahsedince ben hemen ona dojosunu kapatmasını ve yakınlardaki bir başka dojoya gidip aidat ödeyerek, (varsa) öğrencileri ile birlikte Aikido eğitmen devam etmesini öneriyorum.

Bölünmekten değil, birlikten kuvvet doğar.

Aikido az kişi ile yapıldığında da keyifli olabilir ama kalabalık bir dojonun o güzel enerjisi mutluluğumuza mutluluk katar.

Aikido’da öğrenci olmaki hoca olmaktan çok daha keyiflidir.

Dereceniz ne olursa olsun bir dojoya gidin. Aidatınızı ödeyin. Dojoya katkıda bulunun. Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın. Dersin sonunda terlemiş ama mutlu olarak evinize gidin.

Bir de hem dojoda hem de yaşamımızın diğer tüm alanlarında ‘gülümseyin ‘.

Aikido’daki 40. Yılıma yaklaştığım bu günlerde düşüncelerim böyledir.

Tabi ki herkesin benden farklı düşünme hakkına saygı duyuyorum.

Yüreğimizin sıcaklığı hiç bitmesin.

Mustafa Aygün     5 Nisan 2020, Londra.

//www.unitedaikido.org/wp-content/uploads/2020/10/Logo_bw_800_v2.png

Abone Ol

Güncel bilgi almak için hemen bültenimize abone olun. Spam yapmayacağımıza söz veriyoruz!

YouTube
YouTube
Instagram
tr_TRTürkçe